Seyahat için değil, iş için gittiğim Avrupa ülkelerinde bulundum bir süredir. Son zamanlarda Avrupa Ülkelerinden, Türkiye nasıl görünüyor? Avrupa’dan Türkiye’ye bakış için görüştüğüm Avrupa ülkelerinde yaşayan Türklerden, İzmirlinin feryat sesini duymaya başladım. İzmirliyim dediğimde ilk soru, İzmir neden “kokuyor?” sorularına maruz kaldım. Önce şaşırdım. Ben böyle bir koku duymadım. İzmir’in Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, çalışkandır. İzmir’i kokutmaz. İzmir kokar ama sadece güzel kokular duyulur dediğimde, “sen İzmir’de yaşamıyor musun, İzmir kötü kokuyormuş?” diyorlardı…
Türkiye’de Genel seçimler bitti, ardından hemen yaklaşan yerel seçim heyecanı başladı. Yerel seçim süreci yaklaştıkça heyecan artmaya başladı. Yerel seçim sürecini Muharrem İnce ve değişim isteyen muhaliflerine teslim etmek istemeyen Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, kurultay isteklerine “Ret” cevabıyla kapıları kapattı…
Bugünlerde siyasi partilerde hareketlilik var. Şehirler, isimler, ittifaklar tartışılıyor. Böyle bir süreçte “CHP Belediyeciliğinin gözdesi”, “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun milletvekili olduğu İzmir kötü kokudan kırılıyor. İzmir’in her yerinden kötü kokular, İzmirlileri bezdirmiş. Şehir kanalizasyon çukuruna dönmüş. İnsanlar havadaki çürük yumurta, bekletilmiş hayvan tersi, kokusu nedeniyle sokağa çıkamaz, evlerinin pencerelerini açamaz, balkonlarında oturamaz duruma gelmişler…
Tabi ben bunları Avrupa ülkelerinde yaşayan Türklerden duyuyorum. Onlarda Türkiye’de ki haberleri televizyonlardan takip ettikleri için biliyorlar. En ufak bir olumsuzluğu gözümüze sokanlar bu kötü koku rezaletini gözümüzden kaçırmaya mı çalışıyorlar?
İzmir’e yapılacak ‘Körfez geçiş projesi’ gibi birçok önemli projeleri iptal ettirmek için Adliyelere dava açan sözde İzmir’de yaşayan, İzmir savunucuları ve kendilerini aydın sananların bu kötü kokular karşısında seslerinin çıkmaması da tuhaf değil midir? Gazetelerde, televizyon haberlerinde, sosyal medyada İzmir’in feryadını Avrupa’da bulunan Türkler bile duymuşlar da İzmir’de yaşayan bu Aydınlar neden duymaz?
İzmir’e uzaktan siyasetle değil yakından, bu şehirde yaşayan olarak objektif olarak çok yakından bakılmalıdır. Ama nedense bazı zihniyetler, İzmir’in hala katı atık,”çöp döküm deponi alanı’nı” bile yıllardır çözemedi. İstanbul ve Ankara’da en küçük su birikintisi “şehir göle döndü” başlıkları ile yansıtılırken İzmir’in günlerce sular seller altında kaldığının üzerinde bile durulmuyor…
Şehircilik, belediyecilik, yerel yönetim seçimlerinin yaklaştığı şu günlerde, bu işin objektif kriterleri vardır. Büyükşehir Belediye Başkanı ne kadar başarılı olursa olsun, etrafındaki bürokratlarında hala eksiklikler vardır. Kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarından tutun erişilebilir temiz içme suyuna, atık suların nasıl arıtıldığından, sosyal ve kültürel hizmetlere kadar ölçülebilir bir olgudan söz ediyoruz. Çeşmelerden akan sular çamurlu ve evlerde memba suları kullanmak zorunda kaldığınızı bilen su firmaları damacanasını on – on bir liraya dayandırdılar…
İzmir mi kokuyor? CHP içerisinde bulunan kurultay kavgalarının pis kokuları İzmir’i mi sarıyor? Sorusuna kimse cevap veremiyor m?
Önümüzdeki yerel seçim sürecinde de analiz ve tartışmalar devam edecek. İzmir’de Büyükşehir Belediye Başkan Adayı kim olacak? Yoksa bu arada sadece AK Partili belediyelerin ne yaptıkları, ne yapmadıklarının tartışmasıyla sınırlı mı kalacak?
Görüntüleme Sayısı: 105