Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerin ardından Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, verdiği bir demeçte zemin sıvılaşmasına dikkat çekerek, Mavişehir ve Bostanlı için çalışmaların yapılacağına dikkat çekmişti. Tugay’ın geniş yankı bulan bu açıklamasının ardından Karşıyaka Belediyesi tarafından yapılan yazılı açıklamada da, bilimsel çalışmalar neticesinde ortaya çıkarılacak sonuçları doğrultusunda hareket edileceği belirtildi.
Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 2 yıkıcı depremin ardından depreme karşı alınması gereken tedbirlerin hayati önem taşıdığı bir kere daha anlaşıldı. 10 ilde etkili olan deprem sonrası yerel yöneticiler kent güvenliği açısından yeni önlemlerin alınması gerektiğine vurgu yaptı.
Bu kapsamda Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, bir internet sitesine verdiği demeçte, “Karşıyaka’da da zemini sıvılaşma eğilimi olan bir bölgede olmaması gereken kadar yoğun ve yüksek katlı yapılaşma var. Bunun bir vadede mutlaka sağlam zeminli yerlere taşınması gerektiği çok açık’’ ifadelerini kullanmıştı.
Başkan Tugay’ın yankı uyandıran sözlerinin ardından Karşıyaka Belediyesi tarafından da konuya ilişkin bir açıklama yapıldı.
“SAHİLE YAKIN YERLERDE RİSK BULUNDUĞU GÖRÜLMÜŞTÜR”
Yapılan açıklama ifadelere yer verildi: “Karşıyaka Belediye Başkanımız Dr. Cemil Tugay, geçtiğimiz hafta meydana gelen, 10 ilde yıkıma neden olan ve ülkemizi derin üzüntüye boğan Kahramanmaraş depremini bölgede yakından incelemiştir. İlçemize döndükten hemen sonra olası bir deprem öncesi alınacak önlemlerle ilgili olarak, imar planlarına esas jeolojik ve jeoteknik etüdleri gözden geçirme ve yeniden değerlendirme çalışması başlatmıştır. Belediyemiz teknik birimleri tarafından yapılan açıklamada, “Ülkece yaşadığımız büyük deprem felaketinden sonra Karşıyaka ilçemizde imar planlarına esas hazırlanan jeolojik ve jeoteknik etüdler tekrar gözden geçirilmiş ve bu kapsamda Atakent, Bostanlı ve Mavişehir bölgeleri ağırlıklı olarak sahile yakın alanlarda yüksek zemin sıvılaşma riski bulunduğu görülmüştür. Söz konusu etütler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca 2016 yılında onaylanmış resmî raporlardır. Zemin sıvılaşmasının yüksek olduğu yerlerdeki bilimsel sonuçlar dikkate alındığında yerleşim alanlarının daha sağlam zeminlere yapılmasının öncelikli tercih olması gerektiği açıktır. Ancak, zemin sıvılaşma riskinin olduğu bölgelerdeki mevcut binaların risklerinin analizi için daha detaylı çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu amaçla öncelikle söz konusu bölgelerde ‘MİKRO BÖLGELEME ETÜD ÇALIŞMASI’ yapılacaktır. Mikro bölgeleme etüd çalışmalarında yerleşim alanlarındaki tüm tehlikelerin belirlenmesi, yerel zemin ve tehlike koşullarının yansıtıldığı, fay hatlarının dökümünün çıkarıldığı haritaların üretilmesi, arazinin jeolojik açıdan modellemesinin yapılması ile her türlü araştırma, analiz ve sentezleri yapılacaktır. Bu çalışmalar neticesine göre olumsuz sonuçlar elde edilmesi halinde üst ölçekli planlamaların yeniden değerlendirilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi ile görüşülecektir” denilmektedir.
“KISA VADELİ BİR TAHLİYE VE TAŞIMA DEĞİL”
Dolayısıyla haberde geçen konudaki gibi bugünden yarına kısa vadeli bir tahliye ve taşıma değil, mümkün olan en kısa zamanda mikrobölgelerin ve üzerinde mevcut binaların yapı niteliklerinin bilimsel çalışmalar neticesinde ortaya çıkarılacak sonuçları doğrultusunda hareket edilecektir. Kamuoyuna yansıyan açıklamada, bölgedeki zemin sıvılaşma riskinin yüksekliğine ve bu durumun olumsuzluğuna dikkat çekilmiş, daha ileri araştırmalara ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir. Deprem bölgesinde gerçekleşen hasarın yoğunluğunun zemin sıvılaşmasıyla bağlantılı olarak arttığına dair bulgular bölgemizde bu soruna odaklanmamızda en önemli nedendir.”
Görüntüleme Sayısı: 78