Ege Bölgesi Sanayi Odasının (EBSO) meclis toplantısına katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, şimdiden 45 kuruluşun Covid-19 Güvenli Üretim Kalite Belgesi için başvurduğunu, İzmir’deki fabrikaların da bu belgeye sahip olmasının çok önemli olduğunu söyledi.
Bakan Varank, Covid-19’un meslek hastalığı sayılması talebi ile ilgili de, “Covid-19’un meslek hastalığı sayılması konusunda Çalışma Bakanlığı ile görüşme yaptık. Düzgün bir strateji uygulamamız gerekiyor” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, EBSO’un meclis toplantısına katılarak gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. EBSO Meclis Başkanı Salih Esen’in idaresinde gerçekleşen toplantıda Bakan Varank, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ve meclis üyelerinin taleplerini dinledi. Konuşmasında, normalleşme sürecinde alınması gereken önlemlere yönelik bir kılavuz hazırladıklarını hatırlatan ve şimdiden 45 kuruluşun Covid-19 Güvenli Üretim Kalite Belgesi için başvurduğunu ifade eden Bakan Varank, İzmir’deki fabrikaların da bu belgeye sahip olmasının çok önemli olduğunu belirtti. Bakan Varank, Covid-19’un meslek hastalığı sayılması talebi ile ilgili de Çalışma Bakanlığı ile görüşme yaptıklarını, bu konuda düzgün bir strateji uygulanması gerektiğini dile getirdi.
“Şimdiden 45 sanayi kuruluşu belge almak için başvurdu”
Yenin normalin kodlarının güvenli üretim, güvenli ticaret ve güvenli turizm olduğunu vurgulayan Bakan Varank, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile normalleşme sürecinde alınması gereken önlemlere yönelik kılavuz hazırladıklarını hatırlattı. Bakan Varank, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Bakanlık olarak sanayimiz için kritik bir adım attık. Türk Standarları Enstitüsü ile birlikte normalleşme sürecinde, almanız gereken önlemlere yönelik bir kılavuz hazırladık. Tedbirleri yerine getiren firmalara, Covid-19 Güvenli Üretim Kalite Belgesi vereceğiz. Kılavuzu açıklayalı bir hafta olmasına ve araya bayram tatili girmesine rağmen, şimdiden 45 sanayi kuruluşu bu belgeyi almak için başvurdu. Biz bu sayının katlanarak artmasını bekliyoruz. İzmir’deki fabrikaların bu belgeye sahip olması çok önemli. Böylece; hem salgına karşı dayanıklılığınız artacak hem de iç ve dış piyasalarda rakiplerinize karşı üstünlük sağlayacaksınız. Turizm alanında da Kültür ve Turizm Bakanlığımız Sağlıklı Turizm Belgelendirme Programı başlattı. Bu kapsamda; konaklama ve yeme-içme tesisleri uluslararası standartlara göre değerlendiriliyor. İlk belgeyi TSE Antalya’daki bir otele verdi. Böylece ilgili tesis, güvenilir olduğunu da kanıtlamış oldu. Böyle belgelere sahip tesisler, turistler açısından daha yoğun tercih edilecek. Turizmin başkentlerinden olan İzmir de bu fırsatı mutlaka değerlendirmeli. Normalleşme süreciyle birlikte inşallah ekonomik göstergelerimiz hızla toparlanacak ve kaldığımız yerden yolumuza devam edeceğiz. Bu süreçte İzmir, güçlü sanayisi ve AR-GE ekosistemiyle en önemli yol arkadaşlarımızdan biri olacak. Yarınları sizlerle birlikte şekillendirecek, dirsek temasında olmaya devam edeceğiz.”
“Mevzuat çalışmaları yapılabilir”
Bakan Varank, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar’ın Covid-19’un meslek hastalığı sayılması konusundaki talebi üzerine, “Covid-19’un meslek hastalığı sayılması konusunda Çalışma Bakanlığı ile görüşme yaptık. Düzgün bir strateji uygulamamız gerekiyor. Bunun meclisten kanun şekilde geçmesinin dezavantajı olabilir. Kanunların Anayasa süreçleri var. Kanunun iptal edilmesi durumunda risk oluşabilir. Durum yeterli değilse güvenceyi sağlayacak şekilde mevzuat çalışmaları yapılabilir. Bunu değerlendiriyoruz” dedi” cevabını verdi.
“Kusursuza yakın yönetim sergiledik”
Korona virüs salgını nedeniyle 2 ayda küresel sistemin sil baştan sorgulanmaya başlandığını, Türkiye’nin salgınla mücadelede büyük bir başarı kaydettiğini ifade eden Varank, “Doğru bildiklerimizi tekrar sınamaya tabi tuttuk. Ülkeler arasındaki gelişmişlik farklarının, böyle bir musibet karşısında anlamsız kaldığına hep birlikte şahit olduk. Hepimizi gururlandıran husussa, Türkiye’nin salgınla mücadelede sahada gösterdiği başarı oldu. Sağlıkta, sanayide, eğitimde, ulaştırmada, yani aklınıza gelebilecek her alanda Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kusursuza yakın yönetim sergiledik. Zamanlı bir şekilde harekete geçtik, dinamik bir politika setini takip ettik. Vatandaşımızın sağlığı kadar, ekonomik sürdürülebilirliği de dikkate aldık. Sıkıntı çeken her kesime, işçisinden emeklisine, KOBİ’lerimizden girişimcilerimize toplumun tüm katmanlarına dokunduk. Bununla birlikte; esnek üretim kabiliyetlerine sahip sanayimiz sayesinde de arz sıkıntısı çekmedik. Yeni normale giden yolda; reel sektörde kalıcı ve istikrarlı bir toparlanmaya ihtiyacımız var. Bu sabah 2020’nin ilk çeyreğine ilişkin büyüme rakamı açıklandı. Yüzde 4,5’luk bu büyüme beklentilerimizle gayet uyumlu. Aslında geçen senenin eylül ayından itibaren, ekonomide güçlü bir canlanma söz konusuydu. Salgınla birlikte, bu eğilim mart ortasında kesintiye uğradı. Nisan ayında hem ülkelerin içe kapanması hem de alınan önlemler sebebiyle talepte ciddi daralmalar yaşandı. Mayıs ayına görece iyi başladık. Otomotiv ve tekstil fabrikaları yeniden işbaşı yaptı. Ekonomik güven endeksi dipten dönüş sinyali verdi. Tüketicilerin ve üreticilerin ekonomiye duyduğu güven yeniden yükselmeye başladı” ifadelerine yer verdi.
“Ekonomide canlanma yaz aylarında hız kazanabilir”
Ekonomide canlanmanın yaz aylarında hız kazanabileceğini belirten Bakan Varank, şöyle konuştu:
“Bu senaryonun geçerli olması halinde yılın son iki çeyreğinde sağlam bir toparlanma görebiliriz. Salgın sonrası dönemde önümüzde iki önemli fırsat var. İlk olarak; şu an pek çok ülke talebi kısmış durumda. Ertelenmiş talep yeniden harekete geçtiğinde, sanayinin bu talebi en iyi şekilde karşılaması gerekiyor. İkinci fırsat; tedarik zincirleri kanalıyla gelecek. Küresel şirketler, tek tedarikçiye bağlı olmanın taşıdığı riski bizzat yaşayarak acı bir biçimde öğrendiler. Dolayısıyla bu şirketler kendilerine yeni üretim ortakları aramaya başladı. Üretim kabiliyetlerimiz, lojistik altyapımız ve dinamik iş gücümüzle bu şirketler için cazibe merkeziyiz. Sahip olduğumuz bu artıları, somut ve sonuç alabileceğimiz işlere dönüştürmeliyiz. Biz Bakanlık olarak üretimde istikrarı ve rekabeti artıracak politikalarla reel sektörün yanında olacağız. Katma değerli yerli üretimi Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi programıyla; yalın üretim ve dijital dönüşümü model fabrikalarla; inovatif fikirleri ve yeni girişimleri AR-GE desteklerimizle; üretken yatırımları teşvik belgelerimizle ve yerel kalkınmayı da bölgesel desteklerimizle hızlandırmaya devam edeceğiz.”
“Teknoloji koridoru kuruyoruz”
İzmir sanayisinden beklentilerinin oldukça yüksek olduğunu vurgulayan Bakan Varank, “Potansiyelinizin ne denli güçlü olduğunu gayet iyi biliyorum. Bu senenin ilk dört ayında İzmir’e verdiğimiz yatırım teşvikleri, geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 93 arttı. Bu teşvikler sayesinde 3 milyar liralık sabit yatırım hayata geçecek ve 4 bin vatandaşımıza yeni iş imkânları doğacak. Yatırım iştahınızın önümüzdeki süreçte de katlanarak artmasını bekliyoruz. İzmir sadece yatırımla değil, inovasyonla da gelişsin, kabiliyetlerini artırsın istiyoruz. İzmir Teknoloji Üssü projesini, Bilişim Vadisinin kurumsal gücüyle birleştirdik. Böylece Kocaeli’nden İzmir’e teknoloji koridoru kuruyoruz. Bu koridorda oluşacak bilgi birikimiyle, küresel arenada rekabetçi bir teknoloji üssü oluşturmanın peşindeyiz. Ülkemizin üretken gençleri, tüm enerjilerini burada somut projelere dökecek ve kritik teknolojilerin geliştirilmesinde öncü rol oynayacak” diye konuştu.
Model fabrika ve Yenilik Merkezi
Tıpkı Ankara ve Bursa’da olduğu gibi, İzmir’de de bir model fabrika kuracaklarını söyleyen Bakan Varank, “EBSO ve İzmir Ticaret Odasıyla birlikte çalışıyoruz. Bu fabrikada; hem kesikli hem de sürekli üretime ilişkin teorik ve pratik eğitimler verilecek. Hali hazırda eğiticilerin eğitimi tamamlandı. Fabrikanın tadilatı eylülde bitecek. İnşallah ekim ayında da model fabrika işletmelerimize hizmet vermeye başlayacak. İzmir’de ayrıca bir Yenilik Merkezi de kuruyoruz. Bu merkezde de ürün bazlı yenilikçilik kapasitesini geliştirecek adımlara odaklanacağız. Teknolojiyi odağına alan start-up’lara ve ürün gamını çeşitlendirecek firmalara mentörlük desteği vereceğiz. Bu merkezi de inşallah kasım ayında açacağız. Model fabrika ve Yenilik Merkezinin faaliyete geçmesiyle; Ege Bölgesi sanayicilerinin verimliliği ve rekabet gücü artacak, dijital dönüşümleri hız kazanacak. İzmir Kalkınma Ajansımız da sizlerin yanında olmaya devam ediyor. İzmir’de temel mottomuz; çevresel hassasiyetleri gözeten yeşil ve mavi büyümenin bir arada gerçekleşmesi. Buradan hareketle; 25 milyon liralık bütçeyle sanayide sürdürülebilir üretim tekniklerini yaygınlaştırmak için çağrıya çıkacağız. Bu konuda sanayicinin bilinç düzeyini artırmak ve yönlendirmek üzere Bölgesel Sürdürülebilir Üretim Merkezinin kurulmasını planlıyoruz. Ajansımız fizibilite çalışmasına başladı. EBSO’nun da bu işi sahiplenmesini bekliyorum. Yine AB Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında 3 milyon Avro bütçeli Best For Energy projesi Temmuz ayında başlayacak. Proje İzmir’deki temiz enerji kümesinin, hem yeni firmaların katılımı hem de mevcut firmaların desteklenmesi yoluyla güçlendirilmesini amaçlıyor. Ajansımızın yürüteceği bu projeye de EBSO’nun katkısını bekliyoruz. TEKNOTEST İzmir’in yapım çalışmaları sürüyor. Bu test merkezi; İzmir ve bölgede elektrik, elektronik ve elektromekanik sektörlerinde üretim yapan firmaların CE sertifikası almalarını kolaylaştıracak. Böylece firmalarımız kaynak tasarrufu sağlarken, ihracat kapasitelerini de artıracak. 11 milyon liralık bu yatırımın, 2021’in ilk çeyreğinde hizmete alınmasını planlıyoruz” sözlerine yer verdi.
“Üretim yoksa kalkınmak hayaldir”
“Üretim yoksa kalkınmak hayaldir” diyen EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın sözlerini hatırlatarak, “Bakan Albayrak’ın yerli üretimin destekleneceğini ifade etmesi, yerli üretimi destekleyeceğini müjdelemesi bizim için ümit kaynağı oldu” görüşüne yer verdi. Yorgancılar şöyle konuştu: “Bizim ülkemizdeki üretim çeşitliliği çok fazla. İngiltere’nin Avrupa Birliğinden çıkmasından dolayı orada pazar elde edebilmemiz, Avrupa’da üretici konumunda yükselmemiz için ihracat destek seferberliği ve teşvik sistemi uygulanması gerekiyor. En büyük sıkıntımız, Covid-19’un meslek hastalığı sayılmaması. Bunla ilgili torba yasa hazırlandığını duyduk. Bu konunun da yazılması gerek. Covid-19, kimin nerde ne zaman, ne şekilde alacağı belli olmayan bir düzeyde. İşyerlerinin bunu deme imkanı söz konusu değil.” Yorgancılar, kısa çalışma ödeneği süresinin 3 ay daha uzatılmasının tüm sanayicilerin ortak dileği olduğunu da belirtti.
Görüntüleme Sayısı: 67