Eğitimdeki müfredat değişikliği nedeniyle, öğrenci şaşkınlık yaşıyor. Öğretmen şaşkınlık yaşıyor. Sonrada öğrencilerden başarı bekliyoruz, Öğretmene de sen iyi eğitim veremedin diyoruz. Allah aşkına bu müfredata değişikliklerine bir son verilsin artık. Her gelen Milli Eğitim Bakanı hemen müfredatla başlıyor oynamaya, olan Öğrenci ve öğretmenlere oluyor. En çok da Anne ve Babalar mahvoluyor…
Eskiden Liselerde Fen ve Edebiyat sınıfları ayrıydı. Aslında daha o zamanlar tercihli derslerdi. Matematik gibi bir Fen dalının tercihli yapılması yeni bir şey değildir. Esasen Fen doğasına sahip çocukların diğerlerinden ayrılarak, derslerine odaklanması için eşdaşlarıyla bir arada ortak çalışmalarının arttırılması, öğretmenlerinin vereceği bilgilerin yükseltilmesi, bilimsel geleceği için çok yararlıdır…
Asıl mesele; Fenni veya edebi nitelikli çocukların tercihlerinin karşılığını, bihakkın, olmazsa olmaz, tam bağımsız, ulusal ve çağdaş bir eğitimle alabilmelerinin önü açılarak, Türkiye bilimsel ikbali doğrultusunda donanımlı öğrencilerin kazanılması sağlanacaktır…
Kalkınmış, çağdaş Ülkelerde olmayan veya çoktan tarih olmuş problemler halen bide güncele geliyor. Eğitim sistemleri ülkemize getirilmeye çalışıldı. Yıllarca milli eğitim bakanlığı yapan birçok zat, eğitimi iyileştirme adı altında yaptığı çalışmalarda eğitimi içinden çıkılmaz bir hale getirdi. Siyasetçi olmayan yeni Başkanlık sistemiyle Milli Eğitim Bakanı olana İlhan Selçuk, eğitime çok önem verdiğini görüyorum. Diliyorum bu doğru yapılan müfredat ve öğrenci lehine yapılan çalışmalar son olur. Öğrenci de, öğretmen de, en çok da veliler rahat bir nefes alırlar…
Şayet Ulusal eğitim olmazsa büyük ve kalkınmış bir Devlet asla olunamaz. Çünkü Ulusal Eğitim, burada bahse konu Türk milletiyse; Daha güçlü ve ileri teknolojide, Dünya döndükçe de öğrencilerle, Türk Ordusu mensupları, Türk Polis ve Adliyesi, Doktor, Mimar, Mühendisi ve her alanda yetişen insan gücümüzle dünyaya kafa tutacak bir ülke haline gelebiliriz…
Atatürk Devrimi, ilke ve inkılapları doğrultusunda yeniden temelden çatıya doğru revize edilip eğitimi en kısa zamanda rayına yerine oturtulması bilgili ve eğitimli bir nesil yetiştirilmesi bakımından çok önemlidir…
Öğrencinin önüne seçmeli dersler konulmaktadır. “Seçmeli mi, Seçmemeli mi? Şaşkınlık yaşanmaya devam ediyor. Bakan Selçuk’un yaptığı başarılı çalışmalar in inşallah son olur ve Türkiye’de görülen eğitim rayına oturur. Parası olan Yurt dışı eğitimi almaya gidiyor. Parası olmayan, yurt içerisinde kalıyor. Suçları paralarının olamaması fakir olmaları mı? “Milli Eğitim” denildiğinde herkese eşit eğitim ve öğrencilerin yurt dışına gitmeye muhtaç olamadan kendi ülkesinde yüksek seviyeli eğitim alabilmedir.
Yani kısaca verilen eğitimin, yazımın başlığında olduğu gibi tercihli olup olmamasından önce, tam bağımsız, Evrensel değil de, ulusal olmasıdır odaklanmak zorunda olduğumuz ana fikir. Yoksa Nutuk’ta, saltanat ve hilafetin kaldırıldığını söyleyen Atatürk’ün “Türk milleti isyan ederek, hakimiyet ve Saltanatı kendi eline ve fiilen almıştır” tespitiyle de ifade ettiği olgu, yeniden tecelli bulacaktır.
Görüntüleme Sayısı: 118