En uzun gün olan 21 Haziran günü “Dünya Güneş Günü” olarak ilan edilmiş ve dünyanın birçok ülkesinde etkinliklerle Güneş günü olarak kutlanıyor. Sonsuz bir enerji kaynağı Güneş, ilk çağlardan bu yana insanoğlunun dikkatini çekmiş, bir dönem çeşitli uygarlıklarda tanrısal bir güç olarak güneş’e tapılmıştır…
Geçtiğimiz günde köşe yazımda “SU VE ENERJİ KAYNAKLARI TEHLİKE’DE Mİ?” yazımın devamı olarak güneş enerjini incelemek istedim. Güneş enerjisi kullanmakta ülke olarak sınıfta kalmışız…
20. yüzyılda bilimin ve teknolojinin gelişmesi, artan enerji gereksinimi ve çevre kirliliği sorunları karşısında bilim çevrelerinin dikkatini sonsuz ve yenilenebilir enerji kaynağı olan güneşe yönelmişlerdir neden olmuştur. Dünyadaki enerji türlerinin kökeni olarak Güneş enerjisi gösterilmekte, diğer enerjiler Güneş enerjisi kökenli “dönüşüm enerjileri” bütün yenilenebilir enerjiler ve hatta fosil yakıtlar enerjilerini güneşten almaktadırlar. Dünyamızda giderek azalan ve bir yandan da çevre kirliliğine neden olan fosil kökenli enerji kaynaklarını kontrol etmek için savaşlar ve işgaller sürerken, diğer yandan yenilenebilir enerji kaynakları arayışı ve onların kullanımının yaygınlaştırılması başta ABD, AB, Çin ve Japonya olmak üzere gelişmiş ülkeler tarafından çok büyük araştırma ve desteklerle sürdürmektedir…
Enerjide Dışa Bağımlılığımız Çok Yüksek Düzeydedir; Ülkemiz, yıllardır izlenen ulusal ve kamusal çıkarları gözetmeyen, yerli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yeterince değerlendirmesi yapılmıyor. Enerji sektörü günlük ve kısa vadeli politikalarla dışa bağımlı kılınmakta; Enerjide dışa bağımlılık oranının % 72‘ye ulaşmaktadır…
Bilimsel veriler; Ülkelerin enerji gereksiniminin giderek artmasına karşın, fosil kaynaklı yakıtların 21. yüzyılın sonuna gelmeden tükenebileceğini ve küresel ısınmanın artmasına neden olacağının işaretleri gelmeye başladı. 10 bin kilometreden Orta Doğu petrol ülkelerine saldıran ABD’nin hareketlerini görmeye başladık. Bu Petrol ve su savaşları gün geçtikçe daha da hız alacak…
Siyasal iktidarlar enerji ihtiyacını karşılamakta Nükleer santralar gibi dışa bağımlı teknoloji ve özellikle doğal gaz gibi kaynakların kullanımı teşvik etmektedirler. Oysa ülkemizin enerjide dışa bağımlı olduğu düşünülürse, Güneş, rüzgar, biyo kütle ve jeotermal gibi yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, teşvik ve zorunlu hale getirilmelidir. Elektrik ihtiyacımız 2020‘ye kadar dört kat artacak. Sera gazı salınımını arttırmayacak formüller bulmak zorundayız. Türkiye yılda 2.640 saat güneş alıyor..Bu güneş enerjisinin toplam gücü 1.3 milyar ton petrole eşdeğer.Kıymetini fark edelim,değerlendirelim…
Güneş bizim için gücü ve boyutları hayal bile edilmesi imkansız bir varlık. Öyle ki, 1,3 milyon adet Dünya‘yı bir araya getirsek ancak bir Güneş olabiliyor. Güneşin enerjisini ürettiği çekirdeğindeki sıcaklık 15 milyon derece. Güneşin görünen yüzündeki sıcaklık ise demirin erime noktasından 3 kat daha fazla; yani 5500 derece. Hayat kaynağı olan Güneş her yıl dünyaya 219.000 milyar kilovat saat (kwh) enerji gönderiyor. Bu enerji günümüzde dünyada tüketilen tam 2500 katı. Almanya‘da bile yılda bir metrekareye gelen Güneş enerjisi yılda 100 litre petrole eşdeğer. Diğer bir deyişle Türkiye‘de Güneşten inanılmaz miktarda enerji üretilebilir. “Güneş balçıkla sıvanmaz!” sözü, Türk Atasözü gerçeğidir…
Güneş santralleri için ön koşul sayılan yıllık en az 2000 saat güneşlenme süresi Türkiye‘de ortalama 2640 saat, Güneydoğu Anadolu bölgesinde ise 3000 saattir. Güneş santrallerinin yapımı için bir an önce adımlar atılmalıdır. Bu gün dünyanın birçok ülkesi Güneş enerjisinden yararlanmaya dönük politikalar uyguluyor ve geliştiriyor. En çok güneş gören ülkemiz bu tabi enerjiden yoksun kalmayalım…
Görüntüleme Sayısı: 115