Kalbi Ege’ de kalanlar… Ege’nin kalbi İzmir’e kendini adayanlar… İzmir’i “İzmir yapmak için” gecesini gündüzüne katanlar… Şairler, yazarlar, bestekarlar, ressamlar, sanatçılar, sporcular, siyasetçiler devlet adamları ve de belediye başkanları… Dolayısı ile adları cadde, sokak ve parklarına verilenlerle bir başkadır benim memleketimin batıya açılan penceresi İzmir’im… Şair ne güzel söylemiş: ” İzmir’in denizi kız, kızı deniz / sokakları hem kız, hem deniz kokar.” diye…
Ya son nefesinde Urla’yı mesken tutan rahmetli dostum Tanju Okan’ın şu şarkı sözlerine ne dersiniz: “Mehtapla denizin öpüşünce / Geceyi süslerler gizlice / Meltemler eserler sevinçle / Gecenin cennetisin sen Urlam ”
Türkiye’nin en güzel sokaklarından biri olan, hele Dario Moreno oraya taşındığında adı “Asansör Sokağı” diye ünlenen İzmir’in tarihi mekanından dünyaya verilen, hepimiz için övünme meselesi olan şu mesajı duymayan kaldı mı?: “Deniz ve mehtap sordular seni neredesin?” … Lütfen devamını birlikte söyleyelim: “Nasıl derim terketti bırakıp beni gitti / Anladılar ki, aşkımız bitti.. Alay ettiler benle hep / Sen oldun bunlara bak sebep”
Değerli Edebiyat hocam rahmetli Fuat Edip Baksı, bestekar Yusuf Nalkesen, Avni Anıl gibi İzmir’imizin “Minik serçesi” Sezen Aksu’muz da var…
Milli kahramanlarımıza olduğu gibi gönlümüze taht kuran bu eşsiz insanlara milletimiz gereken değeri vermiş, Büyükşehir Belediyelerimiz de isimlerini cadde, sokak ve parklara asarak onları taçlandırmıştır. Gazeteci, Şair – Yazar Okan Yüksel ve İzmir’ in vefa adamı, “İzmir Baba” Sancar Maruflu bu mekanlarda, bu gönül adamlarını düzenledikleri çeşitli törenlerle anarak İzmirlilik görevini üstelenip bizleri rahatlatmaktalar… Peki bu mekanlara gidip, asılan tabelaları ve de duvarlarına, etrafına bir göz atıyor musunuz?
Bakın, ben Hatay Caddesi’ sinden İzmir Türk Koleji’ne (İTK), yani Köprü Durağı’na doğru inen yoldan geçerken sağ taraftaki 155 sokaktan sonra gelen “Sezen Aksu sokağı” yazılı tabelayla, bir de duvardaki çeşitli yazılı karalamalara! oradaki çöp konteyneri ve pisliğe bakarak bayağı üzüldüm! Günde binlerce öğrencinin geçtiği bu görüntü önünde üzülerek ve utanarak resimleyip üzüldüm. Oysaki, Tarihi Uşakizade Latife Hanım köşkü gibi, Arkas’ın restore ettiği Ayşe Mayda köşkü ile yenilenen Dr. Behçet Uz Parkı arasında bakımsız, öksüz çocuk gibi duran Sezen Aksu sokağı’na Belediye birimlerinin uğrayıp, çeki düzen vermesini toplum adına rica ediyorum.
* * *
Türkiye, 3,5 ay sonra yapılacak bir yerel seçime çok iddialı bir şekilde hazırlanıyor. İktidar ve muhalefet yeni adayları ile şehirlerimize yeni hizmet menülerini sunacaklar. Dostum Gazeteci, şair- yazar Okan Yüksel geçen haftaki “3-S” li yazım için “Bir- S- eksik kalmış” dedi. Spor, Sanat, Siyaset’ ten sonra bir de “sağlık” desek nasıl olur acaba? Evet İzmir’ de sağlık hizmetleri üreten Hastanelerimizin başarılı başhekim ve doktorları var değil mi? Örneğin Urla Devlet Hastanesi’ni bölgenin önemli bir sağlık kuruluşu haline getiren değerli dostum Op. Dr. Adıgüzel Demirel de Urla Belediye Başkanlığı’na adaylığını koydu. İnanıyorum ki, seçildiği takdirde genç ve yaratıcı kişiliği ile burada da başarılı olacaktır.
* * *
İzmir’in önemli sağlık kuruluşlarından Eşrefpaşa Hastanesi’ni yöneten Op. Dr. Serdar Pedük Coşkun gibi Karşıyaka’ nın Çiğli’ ye taşınan devasa Devlet Hastanesi’nin Başhekimi Op. Dr. İlker Kızıloğlu’ nun da gayretlerini kutlamak gerek. Gazeteci Servet Vural kaza geçiren annesi burada tedavide iken günde 10 bine yakın poliklinik ve ayakta tedavi gören 1600 acil servis hastası ile yapılan 130 ameliyatı araştırıp tespit etmiş. Hele 24 saat görev yapan hemşire ve personelin 72 saat saat dinlenmesi gerektiğini ifade ediyor.
Görüntüleme Sayısı: 228