Her seçimden sonra kaybeden taraf suçlu arar. Kazanan taraf da seçmenden aldığı ihtar ve işaretin muhasebesini yaparak nasıl düzeltip daha ileriye nasıl gideceğinin hesap ve çalışmalarını yapmaya başlar. Kaybedenler suçlu aradıkları gibi neden yıllardır hep kaybediyoruz? Neden kazanamıyoruz, Nerede hata yapıyoruz arayışı içerisine olacağına kavganın fitilini ateşleyip, disiplin kurulunu devreye sokup aba altından sopa göstermeye çalışıyor…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yaptığı açıklamada CHP’nin kazandığını ve AK Parti’nin seçimlerde 7 puan kaybeden taraf olduğunu söylüyor. Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamasına çocuklar bile gülmeye başlıyor…
Cumhurbaşkanlığı Seçiminde; Recep Tayip Erdoğan: %52,6 Aldığı
Oy sayısı: 26.325.188 milyon. AKP: % 42,6 – çıkardığı milletvekili 295
CHP Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce; % 30,6 – Oy sayısı:
15.336.881 milyon- CHP: % 22,6- Çıkardığı Milletvekili sayısı:144
Yorumsuz, Kazanan kim?
Kemal Kılıçdaroğlu’na sorarsanız kaybeden AK Parti!
Televizyonlardan, yazılı basından hep şikâyetçiler. Kendilerin göstermediklerini, yazılı basın kendilerinin haberlerini vermediklerinden şikâyetçiler. Ama gündemde hep o var.
Televizyonlarda o tartışılıyor. Gazetelerde o manşet oluyor. Bütün evlerde o konuşuluyor. Siyasetin baş aktörü CHP… Kazanan Parti’den daha ön planda… Kapladığı alan çok daha fazla. Ömrümüz hep böyle bunları dinlemekle geçti hala da dinlemekle geçiyor.
Gençliğimden beri, CHP hep kaybetti, hep kaybetti ama hep kazanmış gibi hep 1 numara… 20 puan fark yese de, hatta küme düşse de bakıyorsun Kılıçdaroğlu’nun deyimiyle, CHP, şampiyon…
Çok özel bir durum gibi görünen kaybetse bile kazanmış gibi görünmek nedir? Bir “algı mühendisliği” mi yapılıyor?
Kaybetmesini biliyor diyeceğim ama o da değil. Çünkü kaybetmesini bilmiyor. Peki, gündemin tepesine hâlâ nasıl oturuyor?
Bambaşka bir yeteneği olsa gerek. İşte o yeteneğini ve üstün vasıflarını saklamayı çok iyi biliyor, bravo. Ne demiş Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ; - 9 seçim kaybeden Kılıçdaroğlu’nun kimyası bozuldu…
-Sayın Bozdağ, Ne münasebet? Bilakis: -Bu bir rekordur.
Dünyada örneği de yoktur…
Bir de öbür tarafa bakıyorum. AK Parti Recep Tayip Erdoğan’a bakıyorum. 16 yıldır, 14 seçim kazandığı halde kabahatli gibi, şımarmak yok. Çıkıp diklenmek yoktur…
Ne biçim tek adamlık bu, ne biçim diktalık bu?
Seçimleri kazandığı için neredeyse Kılıçdaroğlu’ndan özür dileyecek bir hali var. Bakar mısınız?
Tayyip Erdoğan, AK Partinin “niçin yüzde 46 değil de yüzde 42 aldığının” muhasebesini sessizce ve mahcubiyet içinde yaparken, Kılıçdaroğlu yüzde 22’yi göğsünü gere gere seçimleri kazanan kahraman gibi zafer ilan ediyor. Koltuk sevdalısı olanın bu partide işi yoktur diyor ama kendisi koltuğa yapışmış kalkmaya niyeti olmadığı gibi eleştirilere de tahammülü yoktur. Eleştiri de bulunanı da disipline sevk ederek aba altından sopa gösteriyor…
İşte burada tüm vatandaşların gözleri önünde gelişen Farkı görüyor musunuz? 100 yıl da geçse bu hep böyle mi devam edecek? Ve her seferinde bunun tasası CHP kurmaylarına değil de hep gazetecilere mi düşecek? Bir atasözü vardır; “Görünen köy kılavuz istemez” söylenenleri kulaklarınızla dinliyorsunuz. Olanları gözlerinizle görüyorsunuz. Görüyorsunuz bak işte, bilmem daha fazla anlatmaya gerek var mı?
Görüntüleme Sayısı: 103