Dokuz Eylül Üniversitesinin 36. kuruluş yıl dönümü programına katılan TBMM Başkanı Binali Yıldırım, yıllar önce devamsızlık dolayısıyla atıldığı ve af ile geri döndüğü Dokuz Eylül Üniversitesinde, “Dokuz Eylül’den atılan bir öğrenci olarak karşınızdayım, devamsızlıktan dolayı yanlış anlamayın” dedi.
TBMM Başkanı olduktan sonra ilk kez İzmir’i ziyaret eden Binali Yıldırım, kentteki programını Dokuz Eylül Üniversitesinin 36. kuruluş yıl dönümü gecesi ile noktaladı. Kaya Termal Otel’de düzenlenen programa katılan TBMM Başkanı Yıldırım, yıllar sonra öğrenciliğe geri döndüğünü anlattı. Yıldırım’ın Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Yüksek Lisans öğrencisiyken devamsızlıktan dolayı okuldan atıldığını ve son çıkan af ile geri döndüğünü belirten Rektör Prof. Dr. Nükhet Hotar, Yıldırım’a öğrenci kartını verdi. Kartı aldıktan sonra gülümseyerek okuldan ayrılma hikayesini anlatan Yıldırım, “Yıl zannediyorum 1979, İstanbul Teknik Üniversitesinden mezun olduktan sonra bir arkadaşımla beraber hem çalışıp hem de yüksek lisans yapmaya karar verdik. Üniversitenin sınavlarına girdik kazandık, kaydımızı yaptık. Ancak kısa bir süre sonra İTÜ de yüksek lisans sınavı açmıştı, onu da kazandık. Dolayısıyla İstanbul’da oturduğumuzdan İzmir’deki yüksek lisans öğrenciliğime devam edemedim. Devamsızlıktan atıldım. Şimdi çıkardığımız aftan dolayı tekrar dönme imkanı buldum. Dokuz Eylül’ün meşhur mezunlarından değil ama Dokuz Eylül’den atılan bir öğrenci olarak karşınızdayım, devamsızlıktan dolayı yanlış anlamayın” dedi.
Üniversitelerin evrensel düşünce kuruluşları olduğunu ifade eden Yıldırım, “Üniversiteler sadece yüksek okul öğrencilerimize vizyon verme, analitik düşünme yeteneği kazandırmıyor ayrıca onların özgüveninin de kazanması açısından katkı sağlıyor. Üniversiteler ülkemizin geleceğidir. Ülkemizin kalkınması, modernleşmesi için itici görev görüyor. Demokrasi ve kültürümüzün gelişmesi, evrensel düşüncenin daha da gelişmesi açısından büyük sorumluluğu var. Bilim yuvalarımız olan üniversitelerimizin çok daha güçlenmesini arzu ediyor ve bu yönde çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.
“EN BÜYÜK SERMAYEMİZ GENÇ İNSAN KAYNAĞIMIZDIR”
2002 yılında 76 üniversite olduğunu, Türkiye’nin dört bir köşesinden imkanları zorlayarak öğrencilerin şehirlere gittiğini ifade eden Yıldırım, “Bugün her ilimizde en az bir olmak üzere 207 üniversitemiz, 8 milyona yaklaşan öğrencimizi geleceğe hazırlıyoruz. 16 sene öncesinde 74 bin akademik personel varken, bugün 160 bin akademik personelimiz var. Bunun yanında gençlerimizin daha rahat şartlarda öğrencilik hayatlarını sürdürmesi için barınma ve burs ihtiyaçlarını karşıladık. 2002’de yurt sayısı 182 bin iken, bugün 670 bine ulaşmış durumda. Yurtların sadece kapasitesini değil, standardını da geliştirdik. Öğrencilerimizin çalışmalarında internetten faydalanabilmeleri için güvenli, hızlı, ücretsiz internet erişimi sağladık. Yine lisans öğrencilerinin kredi burs miktarlarını 45 liradan 470 liraya çıkardık. Bu rakam yüksek lisansta 940 TL, doktorada bin 410 lira seviyesindedir. En büyük sermayemiz insan kaynağıdır. Bizim petrolümüz, doğalgazımız yok. Ancak mukayeseli üstünlüğümüz var. O da insandır, genç insan kaynağıdır. O halde bu önemli kaynağımızı geleceğe en iyi şekilde hazırlamak gibi borcumuz var” ifadelerini kullandı.
Görüntüleme Sayısı: 113