Zorlu eğitim yılından sonra karne zamanının gelmesiyle, çocukları ve gençleri hem tatil sevinci hem de karne heyecanı sarmış durumda. Karne, bazı ailelerde neşe ve mutlulukla karşılanırken, bazı ailelerde ise üzüntüye sebebiyet vermekte. Medical Park İzmir Hastanesi’nden Psikolog Dilek Gülveren, “Karnesi kötü olan çocukları aşağılamak, kendisini yetersiz hissettirmek, akranlarıyla kıyaslamak gibi yaklaşımların çocuklarda benlik saygısını yitirmesi gibi ciddi zararlar verebilir” dedi.
Karne gününde gereğinden fazla coşku veya gereğinden fazla olumsuz tepki gösterilmemesi gerektiğini belirten Gülveren, “Karne akademik açıdan çocuğu, aile olarak da kendinizi değerlendirebilmek için önemli bir fırsat sağlar. Çocuklar genel olarak karnelerindeki kötü notlar sebebiyle değil, ebeveynlerinin bu notlara göstereceği tepkiler sebebiyle kaygı yaşarlar. Çocuğun yeteneğini, becerilerini, güçlü ve zayıf yönlerini keşfederek beklentilerimizi bunlara göre belirlemeliyiz. Çocuğun kapasitesi üzerinde beklenti içinde olmak çocukta yetersiz olduğu düşüncesini yaratabilir.” dedi.
İş birlikçi yaklaşım
Psikolog Dilek Gülveren karnesi kötü gelen çocukların ailelerine ise şu tavsiyelerde bulundu:
“Çocuğu aşağılamak, kendini yetersiz hissettirmek, akranlarıyla kıyaslamak gibi yaklaşımlar çocukta özgüven eksikliği yaratacağı gibi, benlik saygısına da ciddi zararlar verebilir. Ebeveynler çocuğun duygusunu ifade edebilmesini sağlamalı. Burada aşırı korumacı bir yaklaşım çocuğunuza sorun yok mesajını verebileceği için iş birlikçi yaklaşım sağlanmalıdır. Başarısızlığın kaynağı aile ve çocuk arasında saptanmalı ve çözüm yolu yine aile ve çocuk arasında değerlendirilmelidir. Çocuğun başarılı olduğu alanlar ön plana çıkarılmalı aynı zamanda çocuğun sorumluluk duygusunun gelişmesi desteklenmelidir. Örneğin, çocuğun ödevlerini düzenli ve zamanında yapması sağlanmalıdır. Ailesinin sevgisini gören ve desteklendiğini hisseden çocuklarda/gençlerde bu tarz başarısızlıklar, başarıya dönüştürülebilir.”
Görüntüleme Sayısı: 144